16 Ekim 2008 Perşembe

Darfur

2.502.890 km kare ile Afrika’nın en geniş topraklara ait olan ve nüfusunda %50 civarında Arap barındıran bir ülke Sudan. Arapça’nın yanı sıra bir çok yerli dil kullanılmakta.Bir çok kabilenin yanı sıra birkaç ırkın da mutlulukla yaşadığı bir yerdi 4,5 yıl öncesine kadar.4,5 yıl önce Arap milisler sözde din savaşı adı altında siyahi insanları katletmeye başladılar.Aslında fitiller böyle yansa da iş daha karışık.Milisler hükümetle,hükümet milislerle,hükümetin milisleri isyancı milislerle,kabile ağaları taraflarını tutmuş rakip kabilelerle savaşıyor.Sebepsiz ya da içi boş sebeplerle birbirlerini katlediyorlar.Neyse iş karışmadan biz çatışmaların en başına resmi anlatımlara dönelim.
Darfur’da 2003 yılında Adalet ve Eşitlik Hareketi’yle Sudan Kurtuluş Ordusu arasında eşit haklara sahip olmadıkları ve toprak ihlali gerekçesiyle merkezi yönetime savaş ilan ettiler.Arap bedevilerle yerleşik çiftçiler arasında 90 ların başından beri süren toprak kavgası büyük ve verimli petrol yataklarının bulunması ile iyice alevlenmişti.Darfur bütün Afrika içinde yer altı zenginlikleri açısından en büyük ülke durumundaydı.Petrolün yanı sıra doğal gaz,demir,krom ve bakır madeninden sadece hükümetin ve büyüklerin yararlanması karmaşıklığa daha ayrı bir boyut katıyor.Böylesine karmaşık bir ortamda petrolden ve zenginlikten yararlanamayan halkın büyük ve yoksul olan kesimi otlaklar,su ve verimli araziler yüzünden birbirine zaten öfkeli olunca İsyanlar ve olaylar beklenilemeyecek seviyede büyük oldu.Çatışmanın en koyu oladuğu anlarda Sudan hükümeti Arapların içinden seçtiği Cancevid adı verilen milis güçlerini devreye soktu.Bunlarda Araplara dokunmazken siyahi insanları katletmeye,köyleri yakmaya ve kadınlara tecavüz etmeye başladılar.Şimdi toparlamaya çalışırsak bu iç savaş 3 başlıkta toparlanabilir.Hükümet ve isyancılar arasında,hükümetin elinin yetişmediği yerler için kullandığı Cancevidler ve isyancılar arasında,Cancevidler ve Afrika kabileleri arasında.Ama sonuç olarak 200.00 den fazla insanın öldüğü,4 milyondan fazla kişinin insani yardım olmaksızın yaşayamayacağı ve 2.5 milyon insanın da yerlerinden edilip komşu ülke Çad’a yakın mülteci kamplarında yaşadığı biliniyor;tabii ki Birleşmiş Milletler’in yayınladığı raporlara göre.
Birleşmiş Milletler demişken buraya BM duruma el koymaya kalktı. Ama Sudan Hükümeti ki Arap Sünnilerden oluşuyor Etnik bir çatışmanın olmadığı ve durumun kontrol altında olduğunu öne sürdü.Ta ki Nisan 2007 de ambargo ve baskılar sonucu durumu kabullenip BM Barış Gücünü ülkelerine davet ettiler.Ancak sayıları yalnızca 7000 onlarda Afrika Birliği’nden.Birleşmiş Milletler Afrika Birliği’nin ikinci bir sevkıyatına yani 26.000 askere ise izin verilmedi.7.000 asker neredeyse Fransa kadar olan bir eyalette barışı sağlamaya çalışıyor.
Afrika Birliği tarafından görevlendirilen generaller bu olayı çözecek teçhizatın hiçbir Afrika ülkesinde bulunmadığını söylüyor. Bunda haklı olabilir. Ancak 10.000 yerlinin Cancevidler tarafından alınıp katledilmesine hiçbir şey söyleyememesi ilginç. Bu olayı soran gazetecilere yorum yapmaktan kaçınıyor.Bu konuda en başarılı olan Birleşmiş Milletler görevlisi ise görevinden alındı.O da bir muamma ve skandal.BM bu konuda enteresan açıklamalar yaparak göz yumduğunu belli etti.Ön Çözüm için 150 milyon dolar civarı bir para ve 6 tane helikopterin gerekli olduğu açıklaması yapıldı.Sizce BM bu söylediklerini bulamayacak kadar çaresiz mi?Çeşitli ülkelerden çözüm için destek verilebileceği mesajı geldi ama onların da gözü petrolden yana.Sanırım bütün olayların da altında bu petrol yatıyor.Dünyanın en zengin ve gelişmiş ülkeleri olan G8 lerin sadece meşhur sanatçıları geldi.Ve insanlık uyumaya devam ediyor.Gözünü kapatıyor ya da başını başka yöne çeviriyor.Bu insanlık ayıbını kimse durdurmayacak,çözüm aramayacak gibi duruyor.Çözüm demişken Türk hükümeti bu konuda 22 temmuz seçimlerinden önce gelen yetkiliye mültecileri kabul etmek ve İslam Konseyine bu konuyu taşımak ve çözüm için destek olmak sözünü verdi.Şu an ülkemizde 7.000 civarında mültecinin olduğu biliniyor.
Diğer yandan Barış Görüşmeleri hala devam ediyor. Ancak ya hükümet, ya milisler boykot ediyor. Çatışmalar 2003 ten beri aralıksız devam ediyor. Barış mı, bu kelimenin anlamını Sudan’da hatta dünya da bilen hiçbir hükümet veya güç yok.

Hakan Celep

0 yorum: