16 Ekim 2008 Perşembe

“Vurulduk ey halkım, unutma bizi…”




Belki de en zor yazımı yazıyorum. Aslında amacım sadece kısa bir anma yazısı yazmaktı ve zorlanacağımı düşünmüyordum. Fakat fark ettim ki; ölümünün, daha doğrusu yok edilişinin on beşinci yılında anmak istediğim herhangi bir insan değil.
Uğur Mumcu, kendinden önceki yok edilenler için yazdığı yazısının sonunda bir gün aslında kendisinin de dahil olacağı bir gruptan bahsettiğini bilmiyordu. 25 Ağustos 1975 tarihli köşe yazısını şöyle bitiriyor Mumcu: “Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz, şimdi hep birlikteyiz. Ey halkım, unutma bizi…”
Bir toplumda ortadan kaldırılmak istenen insanlar yazarlar ise, ortada doğrudan demokrasiyle ilgili bir sorun olduğu aşikârdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu yaşama hakkını, onun yine insan olmasından dolayı elinde olan düşünme hakkını kullandığı için elinden almak demokrasiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir insanlık suçudur. Hele Mumcu gibi, tek emeli, her Türk çocuğunun haftanın beş gününe yolunda yürümeye ant içerek başladığı Atatürk’ün düşünce sistemini tüm doğrularıyla aşılamak olan bir demokrasi neferini hunharca katlederek “faili meçhul” yapma suçunun adı bile konulamaz.
Öldürülen sadece onun bedeniydi. Onu susturmak için hazırlanan bomba vücudunu bizden aldı ama uğruna savaş verdiği özgürlüğün temelini sarsmaya gücü yetmedi. O kıvılcım aydınlanmaya çakılan bir kibrit oldu. O artık aramızda yok ama onun attığı adım bize ışık tutmaya devam edecek. Ve biz artık insanların düşündüğü için kurban edilmediği bir yaşam için dua edeceğiz.

*** Konuşma Çizgisi ekibi adına Uğur Mumcu’yu ölümünün on beşinci yılında saygı ve rahmetle anıyorum.

“Bir gün mezarlarımızda güller açacak
Ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
Ey halkım unutma bizi...”


Cem Etyemez, 28.12.07

0 yorum: