16 Ekim 2008 Perşembe

Serbest Cumhuriyet Fırkası

1930’a Genel bir bakış
Cumhuriyetin ilanından bu yana yedi yıl ,İzmir suikastının beri de dört yıl geçmistir.Bu sürede devleti ve toplumu büyük ölçülerde değiştiren büyük inkilaplar yapılmıştır. Suikast olayından sonrada hiç bir muhalif ses çıkmamaktadır.
1929’da başlayan ekonomik kriz bütün dünyayı sardığı gibi, Türkiye’yi de etkilemekteydi. 1930 başlarında ithalatın sınırlandırılması , kambiyo kontrolü konulması da piyasada çok büyük sıkıntılara yol açmıştı.
Gazi başta olmak üzere çoğu mebus hükümetin denetimini sağlayacak, siyasi nüfuzun kötüye kullanılmasını engelleyecek ve iktisadi durumu düzeltecek yeni çareler aramaya başlamıştı. Düşünülen çarelerden biri de bir muhalefet partisinin oluşturulması ve bu yolla etkin bir denetim sağlanmasıydı.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’ nın Kuruluşu
Gazi’ nin Muhalefet Partisi Başkanlığı için düşündüğü isim Ali Fethi (OKYAR) Beydi. Fethi Bey Gazi’ nin en yakın ve eski arkadaşlarından biriydi. Ayriyetende deneyimli ve liberal bir politikacıydı. Büyük Millet Meclisi Hükümeti ve Cumhuriyet dönemlerinde birer kere Başbakanlık görevi de yapmıştı. 1925’ten itibaren de Paris’te Büyükelçi olarak görevliydi. 22 Temmuz 1930’da iki aylık tatilini geçirmek için ailesiyle İstanbul’a gelmişti. Fethi Bey Yalova’da Gazi’ yi ziyate ettiği günlerde özellikle hükümetin siyasi politikasını eleştirmişti. Gazi ise bunun çaresi olarak bir muhalif parti kurulmasını ve başına kendisinin geçmesini istemişti. Ancak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’ nın başına gelenlerden sonra böyle bir işe girişmek sadece Gazi’ nin vereceği teminatla olabilirdi ve Fethi Bey de Gazi’ ye yolladığı mektubunda bunu belirtti. Gazi’de bu mektuba verdiği cevapta laik cumhuriyet esasında beraber olmak şartıyla, millet işlerini serbest münakaşa etmeyi cumhuriyet esaslarından saydığını ve her husuta iki partiye karşı tarafsız davranacağını belirtmiştir ve Fırka kurucularını yüreklendirmek için, kız kardeşi Makbule (ATADAN) ile eski ve samimi arkadaşı Nuri (CONKER), Ahmet (AĞAOĞLU), Dr. Reşit Galip, Nakıyeddin (YÜCEKÖK), Tahsin (UZER), Mehmet Emin (YURDAKUL) ve İbrahim Süreyya (YİGİT)’nın de partiye katılmalarını sağladı.
Gazi’ nin isteği ve yardımları ile 12 Ağustos 1930’ da Serbest Cumhuriyet Fırkası resmen kurulmuş oldu
Gazi’ nin sağlığında rejimi normalleştimeye yönelik ve demokratik hayatı gerçekleştirmekte ne kadar samimi olduğunu belirten mektuplarından iki kısım
“Ben Cumhuriyeti tesis ettim; fakat bugünkü şekl-i idare cumhuriyet midir? Diktatörlük müdür?, şahsi hükümet midir? Belli değildir. Ben fani bir insanım, ölmeden evvel isterim ki milletim hürriyete alışsın. Bunun için bir muhalif fırka tesis ediyorum ve bu işi Fethi Beyden başka hiç kimseye teslim edemem. Bu hususta Fethi’ye gösterdiğim itimadı başka hiç kimseye gösteremem”
24 Ağustos’da da bir çok milletvekilinin bulunduğu bir toplantıda, Cumhuriyetin payidar olması gerektiğinden bahsederek Fethi Beye: “Siz benim çok kadim ve emin bir arkadaşımızsınız. Size namusumla temin ederim ki bu mefküreyi yaşatmak hususunda etrafınızda kimse kalmamış olsa, ben size bir nefer gibi arzı hürmet edeceğim... Ben Mustafa Kemal, verdiğim sözü yaparım. Cumhuriyet müessesesinin bir müstebit eline geçeceğini mezarımda dahi duysam millete karşı haykırmak isterim... Cumhuriyetin milletin kalbinde kök saldığını görmek yegâne emelimdir”


Serbest Cumhuriyet Fırkası’ nın Programı ve Gelişimi
Fethi Bey’in Gazi’ye yazmış olduğu 9 Ağustos 1930 tarihli mektubta Fırka’nın programı ve tüzüğünün ilk beş maddesinde belirtilmiştir. Programın ilk maddesinde fırkanın cumhuriyetçilik, millîyetçilik ve laiklik esaslarına bağlı olduğunu, bu esasların millet bünyesinde ebedileşmesini amaç edindiğini, anayasanın hürriyet ve dokunulmazlık haklarının istisnasız herkes için geçerli olacağı belirtilmiştir. Özetle diğer maddeleri belirtecek olursak ; Vergilerin herkesin gücüne göre alınacak ve Devlet gelirlerinin yararlı bir şekilde kullanılacak olması, Paranın değerinin belirlenmesi ve yabancı sermayeye yol açılması, Köylü ve çifçiye ucuz ve kolay kredi sağlanması...
S.C.F.’nin resmen kurulmasıyla birlikte yoğun bir ilgi ile karşılaştı. Ülkede şu veya bu nedenle bir şeyden rahatsız olan ne kadar insan varsa herkes S.C.F.’ye yönelmişti. Gazi Ve Fethi Bey dahil kimse halkın bu yeni fırkaya bu kadar ilgi göstereceğini beklemiyordu. Gazi dahil herkes yeni Fırka’ nın ancak destekle ayakta kalabileceği düşünüyordu.
Fethi Bey fırkanın baskı ile kurulduğunu çürütmek ve fırkayı tanıtmak için yurt gezisine çıkmaya ve geziye fırkanın en çok destek aldığı il olan İzmir’ den başlama kararını Gazi’ ye belirttir ve Gazi’ den gelen onayın ardından gezisine başlar. Fakat gezi hakkında endişeler mevcuttur. İzmir’ deki toplantıda Hükümet eleştirilecektir ve halk buna alışık değildir.
Fethi Bey ilk nutkunu 7 Eylül 1930’da elli bin kişiyi aşkın bir kalabalık önünde söyledi. Konuşma esnasında Fethi Bey başındaki şapkayı çıkarıp “Bizim bunları çıkaracağımızı...” der demez, bütün dinleyenler, binlerce kişi başlarından şapkalarını çıkarıp ayaklarının altına attılar. Halbuki Fethi bey’in cümlesi henüz tamamlamamıştı. “Bizim, şapkayı çıkaracağımızı söylüyorlar, bu bir iftiradır. İnkılaplarla aynı fikirdeyiz” demek istiyordu”. Halkın yanlış anlamaları bunlarlada bitmiyordu ve Cumhuriyet Halk Fıkrası’nın binalı tahrip ediliyordu ve bu olaylar C.H.F. yöneticileri ve mebuslar arafından Gazi’ye abartılı olarak aksettiriliyordu ve İzmir Valisi Gazi’ye yolladığı mektubunda Fethi Bey’in etrafına bir sürü çapulcu toplayarak şehirde anarşi ve kargaşaya yol açtığını ileri sürmekteydi. C.H.F. yöneticileri şaşkınlık ve kızgınlık içndeydiler. Olayların gidişatı yapılan inkilapların halk tarafından yeteri kadar veya sanıldığı kadar anlaşılmadığını gösteriyordu. S.C.F. inkilap karşıtı bir parti gibi görünmekteydi
5 Ekim 1930’ daki Belediye seçimlerine S.C.F. de katılmıştır. 502 ilden 22’sini S.C.F. kazanmıştı. Ancak parti mensupları seçimlerde baskı yapıldığından, seçmenlerin serbestçe oy kullanmalarının engellenmesinden, seçim sonuçlarının değiştirilmesinden şikâyetçiydiler. Fethi Bey’ de bu konuyu bir gensoru önergesiyle Meclis gündemine getirmişti. Esasen Gazi’de “Seçimi kazanın CHP değil, hükümet partisinin, yani polis, Jandarma, kaymakam ve valiler olduğunu” genel sekreterine ifade etmiştir. Bu durumlar karşısında, Gazi Cumhurbaşkanlığından ayrılıp C.H.P başına geçmeyi ve gidişatı düzeltmeyi düşünmüştür.

Serbest Cumhuriyet Fırkası’ nın Kapanışı
Fethi Bey’de bu olayların ardından arkadaşlarıyla hazırladığı partiyi kapatma kararını Gazi’ye götürdü. “Tebellür eden son vaziyete göre, Fırkamız, Büyük Gazi hazretlerine karşı, siyasî sahnede mücadele edecek bir mevkie getirilmiştir. Fırkamız doğrudan doğruya Gazi hazretlerinin ısrar, teşvik ve tasvipleriyle vucuda gelmiş ve Büyük reisimizin her iki fırkaya karşı müsavi muavenet ve muamelesine mazhar olacağı teminatını almış idi. Esasen başka türlü siyasî bir teşekküle vücut vermek mes’uliyetini almayı hiçbir zaman hatırımıza getirmedik. Halbuki emri vaki şeklinde tahakkuk eden son vaziyet karşısında bizce başarılması muhal olan bu teşebbüs devam etmek beyhude olacağından Fırkamızın feshine ve keyfiyetin bilumum teşkilâta ve Dahiliye Vekâletine bildirilmesine karar verilmiştir” 16.11.1930 Gazi metinde yer alan ‘’ısrar’’ sözcüğünün kaldırılmasını istemiş ve bildiri bu sözcük çıkarılarak yayınlanmıştır.
Ancak bir noktayı öenmli belirtmek gerek Gazi asla S.C.F. ‘nin kapatılmasını istemiş değildi. Partinin yaşaması gerektiğini bildirmiş ve bu konuda Fethi ve Nuri Beyleri üstelemişti. Hatta Fethi Bey partinin başından ayrılsa bile örgütün dağılmayarak başkalarının bu işi yürütmesinin istediğini belirtmiştir. Paşa bununlada yetinmeyerek Fethi Bey’e ‘’İmkansızlık, sizin şahsiyetinizden ileri geliyor’’ demiştir.
İnönü’nün deyimi ile “Samimî bir inkılâpçı, ileri fikirli, irtica teşebbüslerine hiçbir suretle istidadı olmayan” bir kimseydi. Cumhuriyetin kurucusu olan Gazi ile ile karşı karışa gelmektense partiyi kapatmaya karar verdi.

Serbest Cumhuriyet Fırkası denemesinin doğurduğu önemli sonuçlar
Serbest Cumhuriyet Fırkası denemesi mevcut rejimin henüz tam anlamıyla demokrasiye hazır olmadığını ortaya çıkardı. Diğer bir taraftandan da yöneticilerin iyimserliğine rağmen halkın idarecilerden hoşnut olmadığı ve halkın ekonomik şartlardan bunaldığı acığa çıktı. Bunları gören Gazi halkı yakından görmek ve şikayetlerini anlamak maksadıyla yurt gezisine çıktı. Gezisinin sonucunda ekonomik sıkıntılar içinde olduğunu, buna çare olarakta yeni politikalar üretilmesi gerektiğini gördü. Ayrı yetende C.H.F.’nin siyasi bir parti olarak halkla yeteri kadar yakınlaşamadığını ve inkilapları yeterince halka benimsetemediğini görüldü.
Peki S.C.F. Kapanmasaydı ne gibi değişiklikler olurdu
Kapanmamış olsaydı ve seçimleri kazansaydı hiç şüpke yok ki Gazi yine cumhurbaşkanı olarak kalırdı ama daha rekabetli ve demokratik bir siyaset ortamı oluşmuş olurdu ve 1950’li yıllar yirmi sene önce yaşanmış olurdu.

M.Uğur YAŞAR
konusmacizgisi.com

0 yorum: